Dr. Susam Dündar Işık uzun yıllardır, Zihin Programlama Traineri, Nefesle Dönüştürücü Yaşam Koçu ve Master HolisticTransform Koçu olarak; enerjik ve bütünsel yaşam koçu, hipnoz ve zihinsel koç olarak çalışmaktadır.
Berlin'de ve dünyanın her yerinden danışanlarına kendine özgü sistemi ve uygulamaları, bireysel ve bütünsel koçluk çalışma metodlarıyla çözümler sunar.
Avrupa genelinde, öğrencilere, öğretmenlere, iş dünyası, siyaset ve sanat alanından gelen danışanlarına destek olmaktadır. Yapmış olduğu atolye çalışmaları, kişisel dönüşüm koçlukları ve 5 günlük kamplarla derinlemesine ve bütünsel uygulama ve seminerlerle; danışanlarının ruhsal, zihinsel, fiziksel ve duygusal dönüşümlerine katkı sağlamaktadır. Master HolisticTransform Koç olarak ''ŞİFACI'' tedavi konseptleri, geleneksel enerji transfer teknikleri, çeşitli zihinsel uygulama metodları, hipnoz ve meditasyon uygulamalarının yanı sıra manevi yasalarlada çalışmaktadır. Yılda birkaç kez izdivaya çekilme, bireysel ve grup olarak dönüşüm seansları, dönüşüm ve koçluk kampları yapmaktadır. Seminerlerini Almanya, Türkiye ve diğer Avrupa ülkelerinde gerçekleştirmektedir.
Eğitimleri:
NEFES NEDİR?
RUHUN - BEDENİN -ZİHNİN - DUYGULARININ DANSI
Nefes bir manyetik alandır. Açık nefesle doğarız, ancak büyüdükçe nefesimizi limitleriz. Kendimizi iyi hissetmediğimiz, korku, üzüntü gibi olumsuz duyguların iç dünyamızı esir aldığı zamanlarda, bu duyguları bastırmak için nefesimizi tutarak, sınırlandırırız. Nefesi bu şekilde tutmak nefesimizi limitler ve bozar.
Nefesini düzeltmek ve kendi manyetik alanında çalışmayı istemek cesur bir adımdır. Burundan aldığımızda yirmi nefeste ulaşabildiğimiz manyetik alana; ağız nefesiyle tek seansta ulaşırız.
Zihinsel netlik, fiziksel performans ve ruhsal dengede ideali yakalamak için nefesimizi kullanmak, keşfedilmiş en pratik yöntemlerden biridir. Özgür bir nefes, kendimize verebileceğimiz en büyük ve en kusursuz hediyedir. Aldığımız her nefesle bedenimize giren oksijen, hücrelerimizi onarır. Hayatımıza sonsuz olasılıkları ve mucizelerin akmasını sağlar.
Biz yeterli ve düzgün nefesler alamadığımızda aslında yaşlanarak, yavaş yavaş ölüyoruz. Hastalanmaya başlıyoruz. İçimizde sayısız blokajlar oluşuyor. İç huzursuzluk, uykusuzluk, kendinden mumnun olmama, kararsızlık, iyi gitmeyen ilişkiler, panik atak, migren, maddi-manevi, bolluk ve berekette yaşanan sıkıntılar ve daha saymakla bitiremeyeceğimiz onlarca olumsuz düşünce, seçimler, davranış, duygular ve hastalık tüm yaşamımızı esir alıp, cehenneme çeviriyor.
Bunları tersine çevirmenin tek yolu, çocukluğumuzdaki gibi özgür ve bağlantılı nefesler alabilmemiz. Yani, diyaframımızı aktif bir şekilde kullanarak, üst solunum yolu ile diyaframın birlikte nefes almasını hatırlamak ve nefes farkındalığı ile yaşamayı öğrenmekten geçiyor.
Tüm dünyada uygulanan ve ŞİFALI sonuçlarıyla adını duyuran Dönüştürücü Nefes, bu alanda en etkili diyafram nefesi çalışmalarından biridir. Nefes koçları eşliğinde teke tek yada gruplar halinde uygulanan bu çalışma ile hayatını mucizelere aç ve özündeki güce ulaş, GÜCÜNE GÜÇ KAT!
Tüm bunları yaşamak için ARDA´nın Berlin Nefes Kampı`na mutlaka katıl. Yada kendini ödüllendirmek, başarına başarı, huzuruna huzur katıp, hayatındaki blokajları aşmak için kendien ''Nefes Seansı'' hediye et. Hep aynı şekilde düşünüp, hep aynı şekilde davranıp ve hep aynı duyguları hissederek hayatını değiştiremezsin. Eski senden çıkıp, özlemini duyduğun yeni seni yaratman çok kolay. Sen yeterki iste. Gerisi bizde!
ARDA KURUMU OLARAK NEFESİN RUHU ''ARSU NEFES'' VE DR. SUSAM DÜNDAR IŞIK'LA NEFESLE DÖNÜŞTÜRÜCÜ YAŞAM KOÇLUĞU KAMPINI NEDEN YAPIYORUZ?
Ben Susam Dündar Işık. ARDA Beratung & Bildung kurumunu kurucusu ve idarecisiyim. Hayatım boyunca , örnek, iyi, adil ve vijdanlı bir insan oldum. Öğrencilik yıllarımda hep başarılı oldum. Parmakla gösterilen zeki ve çok yönlü öğrencilerden biriydim. Sınıf başkanlığıyla başlayan liderliğim, izcilikten, müzik korosuna ve oradan orta, uzun ve yarı maraton koşucusu olarak atletizme kadar uzandı. Tüm bunları yaparken, günlerce yiyip içmeden ve kimseyle konuşmadan, durmadan kitap okuduğum zamanlar oldu. Günümüzde meşhur olan bir çok yazarı, 80li yıllarda kimse tanımazken ben tüm harçlığımı onların kitaplarına vererek, soluksuz okuduğumu bilirim. Şimdi o yıllara dönebilsem, kesinlikle çok çok daha fazla kitap okurdum.
Üniversiteyi okurken de başarılarım sürdü. En büyük hayalim Üniversite`de Profesör olmaktı. Türkiye`de o zamanlar böyle bir şansımın olmadığını anlamak 2 yılımı aldı. Artık rüyalarıma ulaşmak için gemileri yakma zamanı gelmişti. Sıcak bir Temmuz gecesinde, uçuşan göz yaşlarımı, çocukluğumu, gençliğimi, hayallerimi geride bırakarak, defalarca yanıp yok olmaya ve her seferinde küllerimden yeniden doğmaya ,''Başka bir ülkeye doğru uçma zamanı gelmişti''.
Kaç kez yandığımı, kaç kez küllerimden yeniden doğduğumu, kaç uykusuz gece geçirdiğimi hatırlamıyorum. Göç edenler, köklerinden kopuşun ve onun bıraktığı travmaları iyi bilirler. Hayatımın en zor dönemi olmasına rağmen yaşama dört elle sarıldım. Almanca öğrendim. 30 yaşımda, daha o yaşlarda Alman öğrenciler üniversite öğrencisiyken, 5 yılda, zeki, zarif, akıllı bir Türk kızı olarak, dopdolu bir anfiyi hayranlık içerisinde bırakıp, çok başarılı bir şekilde doktora savunmamı ''ÜSTÜN BAŞARIYLA'' tamamladım. Bu arada Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi`ne asistan olarak girmiştim. Uğruna doğdum toprakları terk ettiğim üniversite RÜYAM artık gerçek olmuştu.
Öğrenmeye ve gelişmeye duyduğum aşk bu sefer beni tek bir kişi bile tanimadığım Belçika'nın başkenti Brüksel`de bulunan Avrupa Parlamentosu`na atmıştı. Bu karar aynı zamanda Amerika'da Wiscansın Üniverisitesi'de doktora sonrası yapabileceğim bilimsel çalışmalardan vaz geçmem anlamınıada geliyordu. Nerede olursam olayım, başarılı bir şekilde çalışmalarıma devam ediyordum. Bu arada Üniversite`de Yardımcı Doçent olmuştum. Hemen akabinde Ingiletere'nin başkenti Londra'da uluslararası ilişkiler ve kültür çatışmaları üzeriene eğitimler aldım. Kazandığım tüm para yollara, eğitimlere ve sınavlara gidiyordu. Tüm hedeflerime ulaşmıştım, ama içimde beni inceden inceye saran bir huzursuzluk vardı. İçim bomboştu.
Mutlu bir evliliğim vardı, bununla birlikte kendimi sil baştan ve sıfırdan yarattığım yabancı bir ülkede, eşim Leipzig'de dokora yapıyor, bense bir yandan devam eden eğitimler ve farklı ülkelerdeki çalışma sürecimle küçük bir bebeğe bakamayacağımı, hamilelik ve annelik sürecine; bu kadar işin arasında kendimi hazır hissetmiyordum, çünkü bir gün bir çocuğum olduğunda, onun için en iyi imkanları sağlayacak koşullara sahip olmalıydım. Sonra bir gün kendi içime sordum: ''Susam, ne seni huzursuz ediyor, neyin eksik?''. Cevabım “Anne ol” oldu ve oğlum ARDA dünyama girdi. ARDA ile eşim Kemal ve ben adeta yeniden doğduk. Çok değiştim ve değiştik. Farkındalığımız ve duyarlılığımızın içine artık bir çocuk girmişti. Genlerime işlemiş, kök salamama duygusu, daha bir yere gitmeden orada nereye gideceğime dair ruhumun hiç bir limanda dinlenmek için bile durmak istememsi, özgürlüğüme-öğrenmeye-kendimi gerçekleştirmeye yüklemiş olduğum anlam; oğlum ARDA ile bambaşka bir yöne akmaya başladı. Eşim doktorasını Leipzig'de tamamlarken, ARDA ve ben, anne ve oğul olmanın tadına doyasıya vardık. Hep Türkiye'ye dönmeyi düşünürken, Arda ile birlikte Almanya bizim yeni vatanımız oldu. Artık üç kişilik bir aile olarak yeni bir doğuş ve kök salış dönemi bizim için başlamıştı
Doğumdan sonra ilk defa aylarca evde kaldım. Çocuk bakımı konusunda yeteri kadar tecrübem yoktu, ama oğlumla her anı ayrı bir güzel yaşadık ve hala sıcacık, birbirimze karşı son derece değer veren ve anlıyışlı, muhteşem bir ilişkimiz var. Çok mutlu uyanan, gözlerini açar açmaz gülümsemesiyle tüm dünyayı apaydınlık yapan sevgili oğlum, Arda'm.
Sonra Almanya Sosyal Demokrat Partisi`nde, çalışma gruplarının yönetimlerinde, parti seçim programı hazırlama gruplarında çalıştım. ozamanlar için çok anlamlı ve başarılı çalışmalardı.
Oğlum Arda'dan 8 yıl sonra adını tanrılardan alan akıl küpüm, narin ve nazlı kızım Arsu - Nazik dünyamıza geldi. Kızım doğmadan 1 yıl önce, bugün şükrettiğim, iyiki olmuş dediğim, derin bir işsizlik krizinin ardından, ARDA Beratung Bildung Eğitim Şirketi`ni kurdum.
Bunları yaparken Almanya 4. Liğinde oynayan Efsane Türkiyemspor'un yönetim kurlu üyesi ve basın sözcüsüydüm. Futbol & yönetim kurulu üyesi & kadın ve basın sözcüsü. Kolay oldu mu diye soracak olursanız? Hayır, çok kolay olmadı ama beni öldürmeyen şey güçlendirdi ve çok şey öğretti. Bu arada yaşadığım dipleri ve o diplerden çıkan yükselişleri tek tek anlatmam mümkün değil.
ARDA kurumu olarak onlarca başarılı uluslararası projenin altına imza attık. Yüzlerce genç ve yetişkinle; Türkiye´nin her yeriyle çalışma fırsatı yakaladık. Onlarca Avrupa Ülkesiyle uluslararası Projelerin Almanya partneri olarak muhteşem çalışmaları ve projeleri bitirdik ve hala devam ediyoruz. Yetişkin ve öğretmenlere değişik alanlarda kurslar verdik. Her katılımcı ve her proje için, işimizin her ayağını oluşturan çalışmaların, en iyisini yapıyoruz.
2013 yılnda aşırı güvenden dolayı vermiş olduğum bir kararın firmamın neredeyse sonu olacağını göremedim. Hayatımıza devam edebilmek için bir yandan kendi şirketimi devam ettirmeye, diğer yandan yeni doğan kızımı Arsu - Nazik'i büyütmeye çalışırken, ''Dünya'nın en önemli şirketlerinden biri olan Allianz'da idarecilik pozisyonu için'' işe başlayarak tam 2,5 yıl boyunca muhteşem eğitimler aldım. Alman devletinin sınav yapma sorumluğunu verdiği IHK kurumun yapmış olduğu sınavları başararak, kendimle gurur duydum. Bu çalışmalar sürerken İkinci Dil Almanca Öğretmeni olarak diplomamı aldım. Hemen ardında da, ardarda eğitimleri tamamlayarak ''Nörolinguistik Programlama Traineri (Eğiticisi)'' oldum. Gelen bilgiyi öğrenmeye, hemen içselleştirip uygulamaya ve uzakta olan bilgiyide eğer ihtiyacım varsa zaman ve paradan kaçmadan, hiç üşenmeden ve yorulmadan almaya gittim ve aldım.
2013 yılındaki firma adına vermiş olduğum kararın tükenişini, bir yıl sonrasında 2015 - 2016 yılları arasında Avrupa Birliği'nin en büyük bütçeli ve katılımcılı öğretmen projesini Berlin'de uygulayarak, hatamı telafi ettim. Sizden gidenin gitmemesi gerektiğini düşünüyorsanız, ''Gitti demek olmaz'' diyerek, onu hayallerinizin ötesindeki hediyelerinizle birlikte geri çağırın. Bizim gibi dipten zirveyi yaşayın. Sakin olun, Şerdeki hayırı ve hayırdaki şeri görün.
Grip olacağım zamanlara bile kendim karar vererek, tatillerime denk getirdiğim bir çalışma temposunun içinde, yapılması gereken bir sürü işi olan, bir iş kadını ve anne olarak, yorgunluğun dibini gördüğüm, stresten dudaklarımın uçukladığı bir zamanda bir arkadaşımın zoru ile Nefes Kampı`na katıldım ve orada
- Önce kendi ruhumu keşfedip, ona yakınlaştım. Tüm bu başarıların ve koşuşturmaların içinde nasıl kaybolduğumu fark ettim.
- Kafama takılan, beni üzen şeylerin gerçek olmadığını, onlara yüklediğim anlamı ve bakış açımı değiştirdiğimde aslında onların hiç bir öneminin de kalmadığının zihinsel farkındalığına vardım.
- Beni üzdüklerini düşündüğüm insanları affettim, onlarla bağlarımı koparttım.
- Hayatın geriye doğru anlaşıldığını, ileriye doğru yaşandığını, hep aynı şeyleri düşünerek ve yaparak ne kendimi, ne hayatımı, ne de başaraıyı bulamayacağımı anladım.
- Zihnim durulaştı, yartıcılığım arttı, işlerimiz daha da büyüdü.
- Daha az zamanda, daha fazla iş yapmaya başladım ve bu arada iş toplantıları nedeniyle gitmiş olduğum ülklere yapmış olduğum yolcuklardan inanılmaz keyifler almaya başladım.
- Hiç olmadığım kadar huzurlu, sakin ve çok yüksek bir enerjiyle etrafımı aydınlatıp, yaptığım her işten ve yaşadığım her saniyeden keyif almaya başladım.
- Yüklerimi attım, özgürleştim. Kendimi kucakladım. Başarılarımı gördüm ve kabul ettim, kendimle gurur duydum. Ve nihayet en zorunu ''KENDİ GÖZÜME GİRMEYİ BAŞARDIM''.
- Bir çok muhteşem şey; düşünmemle birlikte bana farklı yollardan akmaya başladı.
HAYATIMDA KENDİ MUCİZERİME ŞAHİTLİK ETTİM. SONSUZ OLASIKLARIN VE MUCİZELERİN TADINA VARDIM. Kendimi ve işlerimi akışa bırakmayı, AN'ın tadına varmayı, zihnimi sakinleştirip geleceğe kurarak, daha verimli ve rahat olmayı öğrendim.
VE HAYATIMA MUCİZELER AKTIKÇA AKTI. OLMAZ DİYE DÜŞÜNDÜĞÜM ŞEYLER TEK TEK OLMAYA BAŞLADI VE BEN ASLINDA BU KADAR BAŞARIYA RAĞMEN KAPASİTEMİN NE KADAR AZINI KULLANDIĞIMI FARK ETTİM.
Ve yine durmadım. ''NLP Traİnerİ ve Nefesle Dönüştürücü Yaşam Koçuğu'nun yanına, Öğrenci Koçluğu ve Holitik Transform Koçuğunuda ekledim. ÜÇÜNCÜ DERECEDEN REİKİ UYGULAYICISI VE ÖĞRETMENİ OLDUM. ÇALIŞMALARIMDA HİPNOZLA DANIŞANLARIN KORKULARINI GÖZAÇIP KAPAYINCAYA KADAR YOK ETMENİN TADINA VARDIM.
Tüm bu güzellikleri Berlin'le birlikte tüm AVRUPA yaşasın, nefes alsın, limitlerini aşsın istedim. Bundan dolayı çalışmalarımız Almanca, Türkçe ve İngilizce olmak üzere üç dilde yapılıyor.
ÖZELLİKLE GÖÇMEN KÖKENLİ KADINLAR VE ERKEKLERİN KENDİ ANADİLLERİNDE BU ÇALIŞMALARA KATILMASI, KENDİ DÖNÜŞÜMLERİ AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİ.
Siz de sınırlarınızı aşarak, içinizdeki devi uyandırıp gerçek potansiyelinize ulaşmak istiyorsanız; mutlaka bize ulaşın. Siz sadece adım atmak için cesur olun. Gerisi bizde!
Bireysel veya grup danışmanlık seanslarımızda, atolye çalışmalarımızda veya Berlin kampımızda görüşmek üzere,
Çok selam ve sevgiler,
Dr. Susam DÜNDAR IŞIK
CEO, ARDA Beratung & Bildung GmbH - Nefesin Ruhu ''ArSu Nefes''
Önemli bilgi:
Ben Berlin Humboldt Üniversitesi'nde BESLENME ve BİYOKİMYA üzerine DOKTORAMI (PhD) yaptım. Bir tıp doktoru, doğal /alternatif tedavi uzmanı ya da psikoterapist değilim. Bununla birlikte bana gelen danışanların sorunlarıyla yüzleşmelerini, hayatlarındaki blokajları çözmelerini, yaşamın zorluklarına esir olmadan, bakış açılarını değiştirerek hedeflerine ulaşmalarını yapmış olduğum dönüşüm ve koçluk çalışmalarımla destekliyorum. Yolculuğunda yollarımız kesişir ve sana eşlik edebilirsem mutlu olurum.